Fr, 29.Mär.2024 - 07:06
Vitrindeki Kitaplar

İnsan Nasıl Kurtulur?

Sadreddin Şîrâzî
Molla Sadrâ olarak tanınan Sadreddin Şîrâzî’ye göre, Allah yeryüzünü insan-ı kâmilin mekânı kılmıştır. Peki insan kendini, âlemi ve Yaradan’ı nasıl bilmeli, anlamalıdır?
Bu temel soru ekseninde dört bölümden oluşan kitabın ilk bölümü bilimlerin nicelikleri ve tasnifi hakkındadır. İkincisi bilgi ve hikmetin mahâlli olan şey, yani insanın hüviyeti hakkındadır. Üçüncüsü bu hüviyetin başlangıçlarının bilinmesi hakkındadır. Dördüncü bölüm ise bu hüviyetin asıl gayesinin bilinmesi hakkındadır. Bu gaye en yüce amaçtır. İnsanın kurtuluşu da tam buradadır! 1571-1636 yılları arasında yaşamış İranlı İslam filozofu Sadreddin Şîrâzî’nin (Molla Sadrâ) İnsan Nasıl Kurtulur? başlıklı kitabı, Hayykitap TASAVVUF/Sufi Klasikler kategorisinden yayımlandı. Sadreddin Şîrâzî, akılcılıkla sezgiciliği bir araya getirerek Hikmet’ul Mutealiye (Aşkın Hikmet) ekolünü kurmuştur. Şîrâzî’nin felsefesi İbn-i Sina Meşşailiği, Sühreverdi’nin İşraki felsefesi, Muhyiddin Arabi’nin Nazari İrfan ekolü ve Oniki İmam Şiiliği’nden etkilenmiştir. Eserlerinde İslam düşünce dünyasındaki akılcı, sezgici, nas ekollerini farklı bir sentezde bir araya getirmeye çalışmıştır. Bu kitapta Sadreddin Şîrâzî, nur ve zulmetten yaratılmış insanın zatını, dünyevi ve ruhani varlığının kısımlarını, nitelikleri ve ilkeleriyle sınıflandırılmasını, kıyaslanmasını, maddi ve ruhani özelliklerini, kemalini ve nihayet kalbî hayatı konusundaki hakikatini araştırıyor. Şîrâzî, insanı ve konumunu şöyle tanımlıyor: “Nefsi ile ahiret ehlinden ve aşağı melekût topluluğundan, ruhu ile Allah’ın ehlinden ve yüce topluluğundan olan, şehadet âlemi de denilen mülk âleminde yaşayan insan, âlemin küçük bir kopyası ve özeti durumundadır. Bu nedenle kendisine küçük âlem anlamında âlem-i sağir denir. Âlem ise insanda yer alan hakikatlerin tafsilatlı bir açılımından ibarettir. Bu bakımdan, evrene büyük insan denir. Allah, basit ve bileşik bütün yaratılmışların, unsurî varlıkların, semavî eserlerin, melek kabilelerinin ve gayb âleminde yer alan hazır orduların katında toplandığı imamın makamında yeryüzünü insan-ı kâmilin mekânı kılmıştır.” İşte Şîrâzî, bu kitabında felsefenin temel sorularıyla insanın yeryüzündeki varlığını, bu varlığın niteliğini, Allah karşısındaki konumunu ve nihai amacını ele alıyor. “Bu kitabın bölümleri dörttür. İlk bölüm bilimlerin nicelikleri ve tasnifi hakkındadır. İkincisi bilgi ve hikmetin mahalli olan şey, yani insanın hüviyeti hakkındadır. Üçüncüsü bu hüviyetin başlangıçlarının bilinmesi hakkındadır. Dördüncü bölüm ise bu hüviyetin asıl gayesinin bilinmesi hakkındadır. Bu gaye en yüce amaçtır.” Tasavvufun ana konularından biri olan nefsi derinlemesine ve bütün katlarıyla ele alan Şîrâzî’nin incelediği konular arasında, zaman ve mekân kavramı, insanın varlığının başlangıcı, iblis ve şeytanın mahiyeti, şeytanın yaratılmasındaki hikmet, gerçek mutluluğun aslı ve gerçek bedbahtlığın aslı, ölümün mahiyeti, mağfiretin anlamı ve kullarına vaad ettiği ve müjdelediği üzere Allah’ın fazlından bu mağfiretin tahakkuku, insan nefsinin varlıkta kendi zâtıyla kıyâmı gibi başlıklar yer alıyor. Şîrâzî, eserini şöyle tamamlıyor: “Kendisine tevhid ilmi açılan ve kendisinde ilk ilke ve en son hedefin araştırıldığı rubûbiyet işâretlerini belleyen kişi, bir şeyin ilkesinin o şeyin nihâî gâyesi ve hedefiyle aynı olduğunu yakînî olarak bilir. Şu hâlde nefs-i allâmenin ilkesi Allah’tandır ve son hedefi de Allah’adır.” (176 Sayfa) www.turkkitap.de / Arka Kapak Yazisi. 
ISBN: 9789752477223
Yayın evi: Hayykitap
8,50 €
9,90 €
15 % daha ucuz
Değerlendirme
Yorum bulunmamaktadır: Yorum yazınız!