Sa, 20.Apr.2024 - 05:39
Vitrindeki Kitaplar
11,90 €
14,90 €
21 % daha ucuz

Ötesi

Gülten İkizoğlu
Danışanlarına hayat yolunda rotalarını bulmaları için rehberlik eden bir terapist kendi yolunu nasıl bulur? Eşi ve kızıyla bazen tatlı çatışmaların ama daima sevgi dolu bir hayatın içinden geçen Defne insanların ruhlarındaki yaralara temas etmeye çalışan bir terapist… Sadece danışanlarının hayatlarına değil kendi içine doğru yolculuğu da hiç bitmeyen bir kadın, bir anne, bir arayışçı… Klinik psikolog Gülten İkizoğlu terapist Defne’nin hikâyesi üzerinden hayatın farklı kavşaklarında takılmış kişilerin öykülerine tanık ediyor bizi. Evlilikleri çatırdayan Ömer ile Havva, “lanetliyim” düşüncesini bir kambur gibi sırtında taşıyan Semra, sebebi belirsiz kusma atakları geçiren Gizem ve hayatını değiştirecek bir kararın eşiğinde olan Selçuk’la terapi odasında geçen anlar… Peki, danışanlarının hikâyeleri Defne’nin kendini bulma yolculuğunu nasıl etkileyecek? Bu yolculukta ona ışık tutan ne olacak? Ötesi geçmişin yaralarıyla yüzleştiren, gerçek kendiliğimizi bulmamıza hizmet eden, içimizdeki kırgın çocuğa şefkatle bakmamızı sağlayan bir iyileşme öyküsü… “Terapi dediğimiz şey kendini büyütmektir aslında!.:" (280 Sayfa) www.turkkitap.de / Arka Kapak Yazisi.
ISBN: 978-605-08-3579-3
Yayın evi: Timas
11,90 €
14,90 €
21 % daha ucuz

Weitere Informationen

Kitaptan  Bir Bölüm:  * Terapi dediğimiz şey kendini büyütmektir aslında.* Ancak yaralarının sızısı dinen kişi diğerinin yarasına merhem olmak ister.* Şeffaf gözlerle görebildiğimiz kendimizi olduğu haliyle kabul edip sevmekle başlayacak her şey.* Yaş ilerledikçe değil, yaşadıklarımızın anlamını çözdükçe olgunlaşırız.* Çünkü bir kere doğru soruldu mu soru, yaydan çıkmış ok gibi hedefini bulurdu elbet.* Kendi seçimimiz olmayan bir unsur bizi tanımlayan bir şey olamaz.* Cennet ve cehennemin sembolü olan iyi ve kötü iki tarafı da içimizde barındırıyoruz. Bu iki tarafı bir potada eritebilmektir insan olma yolculuğu. Olgun insan olma yolculuğunda hep karşımıza çıkacaktır bu ikilem. Her farkındalık, her doğru seçim bir adım daha yaklaştıracaktır bizi iyiye ve olgun insan olmaya.* Demek ki güzeli güzel, dostu dost kılan şey salt görüntüsü ve varlığı değil, ona bakınca gördüklerimiz, düşündüklerimiz ve hissettiklerimiz, yani bizde taşıdığı anlamdır. Öyleyse ne kadar canlı varsa bu dünyada, o kadar çok anlam var ve bu anlamlar sonsuza dek aynı kalmıyor; eksiliyor, çoğalıyor, değişiyor, dönüşüyor. O halde her kelime, her anlam tıpkı insan gibi canlı. Doğuyor, büyüyor, değişiyor ve ölüyor.* Duygularımız fark edilip dile gelmek ister. Doğası böyledir. Fark edilmediğinde ve dikkate alınmayıp yok sayıldığında kişinin bedenini araç yapar, beden aracılığıyla konuşur bizimle.* Birbirini hisseden iki yüreğin arasına kim girebilir ki?* İnsan olmak, hatalarını kabul edip bunun sonuçlarını üstlenme sorumluluğu değil midir? En büyük öğretmenimiz hatalarımız değil midir? Hata yapmadan öğrenme şansımız olmuyor ne yazık ki! Böyle yaratılmışız. İnsan olmak noksan olmak demek, kusur demek, hata demek. Bunlardan öğrenip, ders çıkarıp, dönüşmek demek.* Sen kendini affedemediğin sürece tüm dünya seni affetse neye yarar?* Ancak kendini olduğu gibi gören, kabul eden ve seven kişi bir başkasını olduğu gibi sevebilir.* Bir varmış bir yokmuş diye başlayan, yalan mı gerçek mi daha anlayamadan biten masal gibi bir hayatın içindeyiz. Bütün mesele kötü kalpli kraliçe mi, iyi kalpli prenses mi olacağımız bu masalda.* Her nesne ona yüklenen anlamı kadardır.
Değerlendirme
Yorum bulunmamaktadır: Yorum yazınız!