Fr, 29.Mär.2024 - 01:19
Tarih Kitapları

Indirimli Tarih Seti 
(10 Kitap Birarada) 
Şimdi Tarih Okumanın Tam Zamanı

Reşad Ekrem KoÇu
TARIH OKUMANIN TAM ZAMANI!..
TÜRK KITABEVI, TARIHI SEVDIREN YAZARLARDAN DERLEDIGI 10 KITABI SIMDI 94,- EURO YERINE SADECE 24.90 EURO'YA TAKDIM EDIYOR. STOKLARIMIZ SINIRLIDIR. SIPARIS ICIN ACELE EDINIZ!

SETIMIZDEKI ESERLER: 

1) Göçebe İmparatorluklar
Moğolistan'dan Tuna'ya MÖ V. yy - XVI. yy / Gérard Chaliand 

Avrasya’daki bozkır göçebeleri ile aynı coğrafyada yaşayan yerleşik düzene geçmiş toplulukların, MÖ V. yüzyıl ile MS XVI. yüzyıl arasında, iki bin yıl boyunca süren mücadelesi... Gérard Chaliand, bozkır imparatorluklarını yepyeni bir bakış açısıyla ele alıyor. "Göçebe İmparatorluklar", eski SSCB’nin dağılmasından sonra daha da özel bir ilgiyi hak eden bir kitap...  

2) Konstantinopolis Düştü / Steven Runciman 

Konstantinopolis bir gecede İstanbul olmadı. Fatih’in Çandarlı Halil Paşa’ya "Bana Konstantiniye’yi ver Hoca" demesinden kentin "Şehir düştü!" sesleriyle çalkalanmasına kadar tam dört ay geçti. "Konstantinopolis Düştü" İstanbul’un fethedilme "günlüğü"nü titiz ve yetkin bir araştırmacının kaleminden okuyabileceğiniz bir temel kaynak...

3) Istanbul Tulumbacilari / Reşad Ekrem Kosu :

Tarihin tatlı dilli masalcısı Reşad Ekrem Koçu’nun İstanbul’daki yangınlarla mücadele eden delikanlıların hikâyelerini anlattığı kitabı "İstanbul Tulumbacıları", Doğan Kitap tarafından yeniden okuyucusuyla buluşturuluyor.
Otuz yıllık bir çalışmanın sonunda oluşturduğu eserinde Koçu, bu ilginç teşkilatı, gelenek ve göreneklerini, tulumbacıların renkli hayatlarını, onlara ait yazılmış ya da söylenmiş manileri, destanları, bu eserlere konu olmuş aşkları, aşklardan doğan cinayetleri, kısaca tulumbacıların dünyasına ait ne varsa her şeyi satırlara döküyor.
İçindeki hikâyeler, çizimler ve tarihî gerçeklerle okuyucusuna müthiş keyif veren bir kitap "İstanbul Tulumbacıları". Reşad Ekrem Koçu’nun kaleminden insan hikâyeleri…
Tarihin en tatlı yüzünü okumak için, tarihin de zevk verdiğini bir kez daha anlamak için ve hayatı öğrenmek için gelin tulumbacıların seslerine kulak verin!

4) Yıl 1915 Yer Çanakkale / Mehmet Isik:

"Türkler, Çanakkale'yi zorlayan çağının en ileri tekniğine sahip güçler karşısına âdeta bir kale gibi dikilmişlerdir..."
-Churchill-
"Çanakkale Zaferi, Türk askerinin ruh kudretini gösteren şayanı hayret ve tebrik bir misaldir. Emin olmalısınız ki Çanakkale Muharebelerini kazandıran bu yüksek ruhtur." 
-M. Kemal Atatürk-
"Çanakkale müdafaası, üç mucizeler muharebesidir: Hâli kurtardı; maziye hamaset ve azametini iade etti; vatanımızı bir vatanı ebedî yaptı." 
-Sami Paşazade Sezai- 
"Çanakkale Savaşları, modern savaş tarihinde birleşik kara ve deniz savaşların başlangıcı ve ilk örneğidir." 
-Japon Prof. Dr. Em. Krg. Hideo Miki-

5)  Istanbul / Theophile Gauntier

ALEV AKSOY CROTUIER'in Önsözü ile..

Neler yazılmadı neler söylenmedi İstanbul için. Kimi bir kadına benzetti kimi onunla boy ölçüşmeye kalkıştı. Bazılarının aşkını, bazılarının nefretini kazandı.
Aynı şeyler şüphesiz yabancılar için de geçerli. Fransız yazar Théophile Gautier de İstanbul’u gezip ondan çok etkilenenlerden. İstanbul’da gördüğü manzaralar, yapılar, çarşılar, insanların giyim ve davranışları, Boğaz onu çok etkilemiş. Bunları söylerken Gautier’in sevdiği şeyleri çok nadir olarak öven biri olduğunu unutmamak gerek.
Aslında Alev Aksoy Croutier çok güzel özetlemiş durumu: “Théophile Gautier gezmekten pek hoşlanmaz. Gittiği yerin ruhunu anlamak, insanlarıyla kaynaşmak, her saniyesinden zevk alıp rengarenk şivesini paylaşarak içsel ritmine ayak uydurabileceği kadar uzun süre kalmaktır amacı. İstanbul’un harap olmuş ahşap evlerine, düzensiz sokaklarına aynı gözle bakar. Ondokuzuncu yüzyılın ortalarındaki şehre ilişkin betimlemelerinin gücü ve berraklığı silinmeyecek şekilde zihinlerde yer eder. Şehir duvarlarının etrafında ağırbaşlı atlı araba gezileri, Ramazan’ın şenlikli geceleri, şehrin büyük kısmını yok eden büyük yangınlar, mezarlıkların arasında gezintiler, Küçüksu’daki piknikler… Hepsi, bir Doğu bilimcinin aşırı tutkusundan öte, bir rüya şehri yaratan sanatsal dille anlatılmıştır. Gautier’nin ince dili Batılı bir gezginin merakını yansıtır ve o yere şiirsellik katar.”
“İstanbul, Dünyanın En Güzel Şehri” bir yabancı yazarın kaleminden çıkan, bir solukta okunacak, sizi alıp en bilinmez sırlara götürecek, muazzam bir eser. Eserde bir yandan İstanbul’un güzelliklerini görürken, bir yandan da 19. yüzyıl yaşamının sosyo-ekonomik durumunu, alışkanlıklarını, insanların yaşam tarzlarını öğreneceksiniz.
(336 Sayfa )

6) Jön Türkler ve 1908 Ihtilali / Edmondson Ramsaur:

Yirminci yüzyılın ilk on yılı içerisinde Türkiye'de olup bitenler yalnızca son Osmanlıları değil, onların halefleri Türkiye Cumhuriyeti kurucularını da doğrudan doğruya ilgilendirmiş olaylardır. Jön Türk ihtilallerine ve Jön Türk dönemine zemin hazırlayan olaylar Balkanlıları, Arapları ve İstanbul'dan çok uzaklarda yaşayan halkları da etkilemiştir.
Ramsaur'un söz konusu olayları büyük bir titizlikle ele aldığı kitabında, üç özellik göze çarpıyor: Batı milliyetçiliği fikirlerinin dünyanın Batılı olmayan bölümlerine girip yerleşmesi; buralarda yeni siyasal kurumlaşmalara yol açmaları; yine bu ülkelerdeki liderlerin bu akımları benimsemek yolunda karşılaştıkları direnmeler ve olayların uluslararası sorunlar ortamında gelişimleri.
Bunların yanı sıra, kitap içinde çok önemli ve bir o kadarda ilginç konuları barındırıyor: İttihat ve Terakki'nin ilk kurucularının hem mason, hem de tarikatçı olması, yine İttihat ve Terakki'nin örgütlenme örneği olarak Makedonya komitelerini seçmesi... Bunlardan sadece bir kaçı...

7) İstanbul'un Fethi 1453 / Ahmet Muhtar Paşa:

Ruhuyla, kalbiyle bu savaşa katılan Fatih kahramanca bir hisle -kendisini gemilerden ayıran deniz gibi büyük bir engeli unutarak- atını göğsüne kadar denize sürdü.
İstanbul ona sesleniyordu, duyuyordu… Onu almanın zamanı gelmişti artık. Bir süre askerlerini izledi, yüzlerindeki kararlı ifade inancını, inadını arttırmıştı…
“Yiğitlerim…” Bizans İmparatorluğu’nun surları İstanbul’u fethetmek için gelen o kadar çok hükümdar görmüştü ki tüm savaş hazırlıkları artık sıradan bir günün gereği sayılmıştı. Ancak… Bu sefer her şey farklıydı. Kayser, Fatih, askerler, halk… Hepsi biliyordu. Bu sefer İstanbul düşecekti… Atalarının idealini kalbinde taşıyan genç bir adamın parlak zekâsı bin yıllık bir imparatorluğu hiç var olmamış gibi tarihten silecek, inanç rüzgârı ateş denizini bir nefeste söndürecekti. Hz. Muhammed’in sözlerinin gerçekleşeceği gün bugündü. İstanbul bugün düşecekti…
Elinizde tuttuğunuz bu kitap bir roman değil; tarihin ve tarihçilerin analizi, gerçeklerin belgelerle kanıtıdır...

8) Hitler'in Son 13 Günü / Savaş Özpınar

29 Nisan Pazartesi günü öğleden sonra, Hitler'in çok sevdiği köpeği Blondi'nin öldürülmesiyle işe başlanıyor.
Onu zehirlemek için civardaki bir hastanede görev yapan, Hitler'in eski operatörü Profesör Hasse çağrılıyor.
Sığınakta bulunan diğer iki köpek de bakıcıları tarafından öldürülüyor. Bundan sonra sıra insanlara geliyor ve Hitler, özel sekreterleri Christian ve Junge'ye siyanür ampulleri veriyor, "Size veda ederken daha iyi bir hediye veremediğimden dolayı çok üzgünüm!" diyor ve onlara iltifat ederek "Ah!" diyor, "keşke generallerim de sizin kadar güvenime layık olabilselerdi!..."
Akşama doğru her iki sığınakta bulunanlar da Hitler'in özel sığınağının yemek salonu olarak kullanılan geniş koridorunda yemek yerlerken, bir S.S. muhafızı içeri giriyor. Orada bulunanlara, Führer'in kadınlara veda etmek istediğini, hiç kimsenin yaşamaması gerektiğini söylediğini ve önemli emirler verileceğini ilave ediyor. Son, başlamıştır artık...
Bütün yaşamı kalın bir sır perdesinin ardında gizli olan Adolf Hitler'in yaşamı,, son 13 günü daha da büyük gizemler barındırmaktadır. Rusların Berlin'i kuşatmasıyl birlikte karargah olarak kullandığı sığınağına giren Hitler, bu tarihten sonra tam 12 gün o sığınakta kalmış ve 13. günün sonunda yaşamı sona ermiştir. Elbette ardında yüzlerce sır ve cevapsız soru bırakarak!..
Bu kitap, Adolf Hitler'in son 13 gününü anlatmaktadır.

9) Güney Afrika'da Osmanlılar / Ahmet UÇAR:

Bu çalışmamızda, Güney Afrika Müslümanlarının eğitim, öğretim ve dini meselelerini yerinde görmek ve onlara rehberlik yapmak üzere 1863'de, onların isteği üzerine Cape Town'a giden Ebubekir Efendi'nin, eşinin, oğullarının ve taleblerinin faaliyetleri yanında, onların da tesiri ile bölge Müslümanlarının -özellikle de Daru'ı-Halefe olduğu için -İstanbul ile ilişkilerini, bütün bu faliyet ve ilişkiler sırasında yaşanan problemleri ve fedakarlıkları aktarmaya çalışacağız. 

10) İmparatoriçe / Shan Sa 

Daha küçük bir bebekken seçimini yapmıştı aslında. Kılıcı seçmişti. Gücü, iktidarı ve sonsuz mücadeleyi. Hüzünlü bir çocukluk geçirdi. Babasını kaybetti, yokluğa düştü, ağabeyleri ve kuzenleri tarafından aşağılandı. Sonra Yasak Kent’e davet edildi. İlkbaharı beklerken solup giden on binlerce kadınla aynı kaderi paylaştı. Âşık oldu, cinselliği keşfetti. Sarayda diğer kadınlar gibiydi, ama talim sahasında güçlü bir kaplan oluyordu. İmparatorun oğullarından biriyle dost oldu, sonra da âşık. Ve sonunda, en sonunda imparatoriçe… 
SHAN Sa, Doğan Kitap’tan daha önce yayımlanan "Go Oyuncusu" adlı romanındaki başarısını "İmparatoriçe"de de yineliyor. VII. yüzyıla Tang imparatorluğuna götürüyor bizi. Saraydaki entrikaları, rekabetleri, aşkları, isyanları, komploları anlatıyor. Ama hepsinden önemlisi çok büyük ve unutulmaz bir karakter çiziyor: Yetenekli Wu ya da Işık, sonra da Altın Çarkı Döndüren Kutsal İmparatoriçe. Biz bu olağanüstü hayatı karakterin kendi sesinden dinliyoruz. Doğumundan sonsuz iktidarına varan yolda onunla birlikte ilerliyoruz. Masalsı, şiirsel bir dili var SHAN Sa’nın. Geniş bir dünya sunuyor okuyucuya. "İmparatoriçe"yi okuduktan sonra önünüzde kocaman bir kapı açılacak. İktidarın, yalnızlıkların, tutkunun dünyasına doğru... Küçük Çinli bir kızın ağzından anlatılan bir imparatorluk hikâyesi bu... Not: Stoklarımızda tükenen kitap yerine aynı degerde baska bir tarih kitabı ilave edilecektir. Ilginize tesekkür ederiz!.. 
Yayın evi: Dogan Kitap
Bu ürünü alanlar başka neler almışlar?
 
Değerlendirme
Eklenildiği tarih: 15-06-2013
Yazar:
Ilerde tarihin bizden söz etmesini istiyorsak, mutlaka ama mutlaka tarih okumaliyiz.
Tarih, bizim yildizimiz. yolumuzu bu sekilde bulacagiz. Bu kadar degerli tarih kitabini,
süper bir fiyatla  bulmak mümkün degil... Aldim, memnunum..