Fr, 19.Apr.2024 - 22:08

Kadının Adı Yok

Duygu Asena
Kadının Adı Yok, ilk defa 1987'de yayımladı ve rekor kırarak bir yıl içinde 40 baskı yaptı. Aynı yıl Nokta dergisinin düzenlediği ''Doruktakiler'' yarışmasında ve Boğaziçi Üniversitesi'nden 7000 öğrencinin katıldığı en başarılı kitap seçiminde en fazla oyu alarak yılın kitabı seçildi.
Ne var ki, Başbakanlık Küçükleri Muzır Neşriyattan Koruma Kurulu, 1988'in Nisan ayında kitabı küçüklere zararlı yayın ilan ederek poşette satılmasına karar verdi.
Ancak yazar tarafından açılan dava sonucu, kitap 1991 yılında aklandı. Kadının Adı Yok aynı yıl Hollanda ve Almanya'da bu ülkelerin dillerine çevrilerek yayımladı ve üst üste birkaç baskı yaptı. Hollanda'da ayrıca ikinci bir yayınevi tarafından cep kitabı da basıldı. 1994'te de Yunanistan'da piyasaya çıkarak best-seller oldu.
Duygu Asena bu kitabında, temiz, telaşsız, kıvrak anlatımıyla bir kadının yaşadıklarını, daha doğrusu cinsiyeti kadın olarak belirlenmiş, herkesin üç aşağı beş yukarı tanık olabileceği ortak bir macerayı , bir kadını ağzından anlatıyor.
Bu kadın, küçücük bir kızın henüz yaşanmamış doğal meraklarından, aşklar, acılar, sahtekarlıklar, hırslarla dolu bir hayatın bazen hafif, bazen ağır kıpırtılarına kadar, kendi ayakları üzerinde durabilmek için mücadele ediyor.
Bu kadın, pürüzsüz bir tenden kırışıklıklara uzanan zaman içinde kendisi için var olabilmeyi hedefliyor. Beceriyor da... Ne pahasına olursa olsun!
ISBN: 9789759916169
Yayın evi: Dogan Kitap
Değerlendirme
Eklenildiği tarih: 26-03-2021
Yazar: Pınar Tınaztepe Kaya
3 yıldır ve belki daha uzun bir süredir bu kitabı arıyordum kütüphaneme katabilmek ve de okuyabilmek için... Sonunda oldu ve Türk Kitabevi sayesinde bu kitaba ulaştım. Çok da pişmanlık duydum, çok daha önce bu kitabı okumadığım için. Bu kitap, çıktığı dönemde de yasaklanan ve ses getiren kitap. Yıllar geçti üzerinden belki; ama hâlâ üzerinde tartışılıp ses getirmeye devam ediyor.  Toplumumuzun kadına bakışı, kadını ezmeye çalışması, kadının her alanda erkekler tarafından engellenmeye çalışılması, kadının hor görülmesi, kadını sadece cinsel obje olarak görmeleri, erkeklerin sadece cinsel organlarıyla "güçlü" olduklarını sanmaları... Bu gibi konular o kadar güzel işlenmiş ki; kitabı elimden bırakamadım. Yıllar geçmiş; ama toplumumuzda yine de bir şey değişmemiş. Zihniyet yine aynı ve yerinde sayıyoruz. Ne üzücü...  Bir kadın olarak verdiği mücadele biz kadınlara da ışık tutuyor ve ilham veriyor. Edebiyat alanında ihtisas yapmadığım için kitabın edebî yönünü bilemem; ama anlatımı çok yalın, sıradan ve akıcıydı. Duygu Asena, duyguları çok iyi ifade etmiş ve bunu hissettirmiş. Kitabı çok sevdim ve gerçekten de bir başucu kitabı.