Fr, 19.Apr.2024 - 12:53
Türk Yazarlarin En Cok Satan Kitaplari

Doya Doya Okuyacağınız Kitaplar Seti (6 Kitap) Fırsat Kampanyası

Sebahattin Ali
Roman okumayı sevenlere müjde!.. 

Doya doya okuyacağiniz nefis romanlar sizi bekliyor!.. 

Ayşe Kulin'den İclal Aydın'a, Sebahattin Ali'den Yılmaz Karakoyunlu'ya kadar!.. 6 kitap 62 Euro yerine şimdi sadece 19,90 Euro!.. 

Setimizdeki Eserler:

1) Üç Kız Kardeş - Beni Bırakıp Gitme Bir Yere / İclal Aydın :

Bir zamanlar, bir ülkenin en güzel denizine bakan bir evde üç kız kardeş yaşardı. İsimleri Türkân, Dönüş ve Derya idi. Babaları Sadık Bey ve anneleri Nesrin Hanım’la birlikte geceleri kucak kucağa oturur, gelecekte onları bekleyen şahane yılların hayallerini kurarlardı.
Türkân, Dönüş ve Derya’nın, Ayvalık’ın çam kokulu sokaklarında geçen masal gibi çocukluğu, onları yetişkin dünyasının acımasızlığına hazırlamamıştı belki. Hiçbir hayatın, hiçbir seçimin göründüğü kadar kolay olmadığını, bazen en büyük, en akla gelmeyecek sırların en güvendiklerimizin kalbinde saklandığını, en korkulacak hastalıkların gün gelip geçmişi derleyip toplayabileceğini anlamak zaman istiyordu.
Ve zamanın ilaç olmadığı bir yara var mıydı dünyada?
Ayvalık’ın denize uzanan taş sokaklarından, nice yaşamlar görüp geçirmiş zeytin ağaçlarından, hayatın kaynağından akan suyundan, eski evlerinden doğmuş bir aile hikâyesi Üç Kız Kardeş. Bir mutsuzluk hikâyesi değil; neşeli günleri yâd ede ede iyiliğe dönüşün hikâyesi. İyileşmenin yolculuğu…

2) Kördüğüm / Ayşe Kulin :

Yansımalar ortasında halkalanıp sözlerinin dibe çeken yüküyle ardından bakakaldık. Omuzlarının hareketi, astarı torbalanmış ceketinin savruluşuyla dengeleniyor. Yürüdükçe hava açılıyor önünde. Ardında rüzgârlı bir kapanış.  Nezir Korunağın içinde. Hiçbir ışın, hiçbir ses ona ulaşamaz. Yüzünde imaların kalkanı. Dört bir yana işaretler estiriyor. Ansız gölgelerin macerası!..

3) Kürk Mantolu Madonna / Sebahattin Ali :

ÜRÜN AÇIKLAMASI “Bu eser muharririn şimdiye kadar roman sahasında bastırmış olduğu iki eserini gölgede bırakan bir kuvvet ve mükemmellik taşımaktadır. Sıkılgan, kendi içine kapanmış, pısırık denebilecek bir adamın hayat macerasını anlatan bu eserde, müellif şaşılacak bir psikoloji kuvveti göstermiş ve bize, unutulmayacak bir insan portresi çizmiştir.”
Varlık, 1943

“Gayyur ve olgun romancı Sabahattin Ali’nin en son çıkan bu romanı, daha çok muharririn karakter tahlilindeki hünerinin güzel bir örneğidir. Kürk Mantolu Madonna, mevzuunun aleladeliğinde harikulade bir insan kafasının didiklenişi, kapanık duygulu, çekingen bir tipin karanlık fikir âleminin aydınlanışıdır.”
Yürüyüş, 1943

“Bir zamanlar unutulmuş olan neredeyse 75 yıl önce yazılmış bir Türk romanı Kürk Mantolu Madonna, bugünlerde Nobel ödüllü Orhan Pamuk’tan bile çok satar bir roman oldu.”
New York Times, 2017

“Ali’nin kitabı sadece 1943 yılında yazıldığı kendi ülkesinde geniş bir popülerlik kazanmış olmasıyla değil, 80 milyondan az nüfuslu bir ülkede üç yılda 1 milyondan fazla kopya satmış büyük ve beklenmedik bir olaydır.”
Washington Post, 2017

4) Yorgun Mayıs Kısrakları / Yılmaz Karakoyunlu :

Yılmaz Karakoyunlu'nun bu romanını koyu bir hüznün lezzetiyle okuyacaksınız. Karakoyunlu, bu defa Cumhuriyetin kuruluş yıllarına ve o yılların önemli kişilerinin hayatlarına ışık tutuyor. Her gün can alan verem hastalığının, bitimsiz savaşların, yoksulluk ve yoksunluğun dehşetini içimize salarken, Çakırbeyli Adnanın, Üsküplü Yahya Kemalin, Selanikli Celile ile oğlu Nâzımın, Berinin, Ayhanın, Pirayenin öykülerini olanca açıklığıyla dile getiriyor. Özel yaşamların henüz kamuya mal olmadığı zamanların siyasetle sarmalanmış büyük aşklarıyla gözlerimizi kamaştırıyor. Bütün insanî zaaflarıyla "Gazi Hazretleri"ni, "başvekil"i, "cumhurbaşkanı"nı anlatırken onların nezdinde genç Cumhuriyetin geniş bir panoramasını da çiziyor. Bugün hâlâ tartışılan o yılların en önemli şahsiyetlerini o çok özel koşullarında değerlendiriyor. "Yorgun Mayıs Kısrakları"nın her bölümüne genç şair Nâzım Hikmet ile üstat Yahya Kemalin şiirleri eşlik ediyor; Çakırbeyli Çiftliğinin özgürlük simgesi yorgun mayıs atları, kızıla boyalı bir fonda, dörtnala mahşere koşuyor!..

5) Aşk Köpekliktir / Ahmet Ümit :


Aşkın bütün halleri... Tutkunun aklımızı ele geçirmesi. Kötülüğün en güzel biçimi... Rezil olmaktan duyduğumuz haz... Kırılan umutlarımızın lezzetli kederi... Çiğnenen onurumuzun getirdiği kibir. Vicdan tutulması, bencilliğin son kertesi, yanılsamanın en derin anı... İmkânsız olanın çekiciliği... Yani gönüllü kölelik... Yani insanoğlunun en masum hali... Yani bildiğiniz delilik... Yani en yalansız aşk öyküleri...
"Düşümü gerçekleştirdiğimden de emin değilim. Böyle bir düşüm var mıydı, yok muydu, ondan bile emin değilim. Kafam çok karışık. Daha da kötüsü, eskiden Stefan'ı düşündüğümde güzel, iyi, masumiyetle ilgili duygular uyanırdı içimde. Coşkuyla, heyecanla, umutla dolardım. Şimdi büyük bir öfke var. Bazen insanlıktan çıktığımı hissediyorum. Düşündüklerim beni korkutuyor. Gel gör ki düşünmeden de edemiyorum. Olmuyor, beceremiyorum. Bir de oturmuş aşkın saçma olduğunu anlatıyorum. Ben de en az aşk kadar saçmayım. Diyeceksiniz ki seni, aşk saçma biri haline getirdi. Doğru ama ben de direnemedim. Asıl tutarsızlık bende. İnsan aptalca, anlamsız bulduğu bir tutkunun peşinden gider mi? Bak gidiyorum işte. Hâlâ onu arıyorum... Kafam karışık, canım yana yana gecenin bir yarısında bu bara geliyorum, ondan bir  iz bulabilir miyim diye..." (Midi Boy)
6) Yere Düşen Dualar / Sema Kaygusuz :

Her insanda barınır hem gündüz hem gece, her insanın bedeninde şekillenir hem iyilik hem kötülük. Evrendir her insan. Koskocaman bir evren küçücük bir bedende…
Öyküleriyle tanıdığımız Sema Kaygusuz ilk romanı Yere Düşen Dualar da çok katmanlı, çok düşünen bir metne imza atıyor. Üzüm ve altın adını verdiği iki bölümden oluşan kitap, bir adada açılıyor, üzümün egemenliğinde gelişiyor. Sonra devreye, bilinmeyen bir zaman ve altın giriyor. 
Üzüm bölümünde kütüphanede çalışan, annesi tarafından terk edilmiş, alkolik bir babanın kızıdır asıl kahramanımız. Ve üzümdür, şarabı var eden, onu yapanın kişiliğini al, başlı başına bir karakter olan üzüm…Onun ekseninde günümüz insanıdır aynı zamanda, her el attığı yeri mahveden… 
İlişkiler, zaman, ölüm, korku gibi kavramların eşliğinde biraz da çağımızın yağmalayıcı zihniyetinin eleştirisidir bu. Kitaplar da nasibini almaktadır bu keskin gözlemden. Altın bölümü ise birinci bölüme ince göndermelerde bulunan, tek gözlü bir gencin çevresinde gelişir. 
Zaman, mekan belirsizdir, ancak hikaye edilen evrenseldir. Sema Kaygusuz, Yere Düşen Dualar’da çok etkileyici bir metne imza atıyor. Aynı kahramanların iki kez hayat bulduğu, iki kalpli bir roman bu. Adanmışlık üzerine gerçek bir edebiyat örneği...
Yayın evi: Everest
19,90 €
62,00 €
68 % daha ucuz
Bu ürünü alanlar başka neler almışlar?
 
Değerlendirme
Yorum bulunmamaktadır: Yorum yazınız!